Belki de biz anneler için en sancılı süreçtir tuvalet eğitimi. Birçok soru işareti olur kafamızda. Ne zaman başlamalıyız, geç mi kaldık, erken mi başladık. Gece bez takmak süreci nasıl etkiler, ya misafirlikte kaza olur da altına kaçırırsa… Hep duymuşuzdur bu eğitimin önemli olduğunu madem bu kadar önemliyse nelere dikkat edersek daha rahat atlatırız. İşte dikkat etmemiz gerekenler…
Tuvalet eğitimine başlamak için çocuğun fizyolojik, psikolojik ve gelişimsel olarak hazır olması şarttır. En uygun yaş aralığı 18 ay ile 36 ay arası olarak değerlendirilir. Çocukların bireysel gelişimleri farklılık gösterdiği için bu dönem her çocuk için değişkendir. Tuvalet eğitimine 18 aydan sonra başlanmasının ilk nedeni çocuğun çişini ve kakasını tutabilecek kas gelişiminin belirli bir seviyeye gelmesinin beklenmesidir. Ayrıca tuvaleti geldiğini dile getirebilecek dil gelişimine de sahip olmalıdır. Çocuğunuzun gelişimsel olarak hazır olduğuna karar verdikten sonra, anne/bakım veren kişi de bu sürece hazır mı onu da gözden geçirmeli ve iki tarafın da hazır olduğu özellikle çocuk için kardeş doğumu, boşanma, aileden yakın birinin vefatı, okula yeni başlama, taşınma gibi durumların yakın zamanda yaşanmadığı sakin bir dönem başlangıç için idealdir. Çocuğunuzun bulunduğu ortamlarda yapacağınız tuvalet eğitimi ile ilgili konuşmalar onun bu süreci “çok önemli” hissetmesine sebep olabileceğinden onun stres yaşamasına sebep olabilir.
İlk adım olarak neler yapacağımızı çocuğumuza anlatmalıyız. Anlatırken “sen artık bebek değilsin, bebekler beze yapar” demek işleri zorlaştıracaktır. Yaklaşımımız “ artık büyüdün, sende bizim gibi tuvaletini tuvalete yapabilirsin” şeklinde motive edici, cesaretlendirici olmalıdır. Bu süreçte çocuk bezini bırakmak istemeyebilir. Israrcı davranmak doğru değildir ve inatlaşmaya ortam hazırlar. Bu durumda “peki sen kendini hazır hissettiğin zaman deneriz” diyerek 10-15 günlük bir erteleme yapmak uygun olacaktır.
Eğitime başlandığında her şeyden önce sabırlı ve kararlı olmalısınız. Artık tekrar bez takmak gibi bir alternatif maalesef yok. Bezi gece ve gündüz olarak bir kerede çıkartmak çocukların süreci daha kolay kavramalarını sağlamaktadır. Daha önceden gözlemleyerek edindiğiniz çiş/kaka yaptığı belirli zamanlar varsa (mesela yemeklerden 15 dk sonra) bu anlarda çocuğunuzu tuvalete yönlendirmek faydalı olacaktır. Bunun dışında ilk zamanlar gündüzleri 2 saatte 1 hatırlatma yapmayı ve geceleri 1 ya da 2 kere tuvalete kaldırmayı unutmamalısınız. İlk zamanlarda tuvalete oturmak daha çocuklara daha ürkütücü gelirken lazımlık kullanımı daha cazip olabiliyor. Eğer lazımlık kullanacaksanız yerinin sabit olması (tuvalette kullanılmalı) çocuğun tuvaleti gelince nereyi kullanacağını öğrenmesi açısından önemlidir. Bazen lazımlığın ve iç çamaşırlarının birlikte seçilmesi de çocuklar için süreci cazip kılabiliyor. İlk zamanlar çocuklar tuvalete oturduklarında tedirgin olabilirler ve tuvaletlerini hemen yapmak istenmeyebilirler. Onları orada en az 5 dk tutmak için tuvalet eğitimi için özel olarak tasarlanmış kitaplar seçilebilir, kısa şarkılar ve küçük oyunlar kullanılabilir. Tuvaletini yaptığında sözel ödüllendirmeyi mutlaka kullanmalıyız. Sürecin zor ilerleyeceğini düşündüğümüz çocuklar da kısa süreli sticker ödüllendirmesi de faydalı olmaktadır. (arka arkaya 5 gün sticker alırsan küçük bir sürpriz olabilir)
Peki ya kazalar… Kazalara hazırlıklı olmak zorundayız. Kızmadan, eleştirmeden yaklaşarak ”bir daha ki sefere tuvalete yapabileceğini/yetişebileceğini” söyleyebilirsiniz. Anneler için belki en sıkıntılı noktadır kazalar ama unutmamalıyız ki yanlış zaman seçimi kadar yanlış tutum sergilemekte çocukların gelişimlerine zarar verebilmektedir. Bu eğitim süresince daha çok kendi evinizde vakit geçirmek belki bazı halıları kaldırmak, yatağa mutlaka yatak koruyucu kullanmak ve dışarı çıkıyorsanız da yanınızda bol bol yedek kıyafet bulundurmak oldukça önemlidir.
Tuvalet eğitimi çocuğun sadece bezi bırakması olarak değerlendirilmemelidir. Bu eğitim çocuğun kimseye ihtiyaç duymadan tuvalete gidip, tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra, kıyafetlerini toplaması, sifonu çekmesi ve ellerini yıkaması ile tamamlanmaktadır.
6 yaş orta çocukluk döneminin başlangıcı olarak kabul edilir ve geride bıraktığınız 5 yaştan sonra zor bir dönem olarak değerlendirilir. Hızla büyüyen ve gelişen 6 yaş çocuğu artık her şeyin daha çok farkındadır. Bu yaşın en büyük özelliği çocukların kararsız davranmalarıdır.
SOSYAL-DUYGUSAL GELİŞİMLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRDİĞİMİZDE
*Fikirleri çok çabuk değişebilir.
*Kendi kararlarını kendileri vermek isterler.
*Yavaş yavaş ailesinden ayrılıp arkadaşlarına yönelen 6 yaş çocuğu için değerler değişmeye başlar.
*Arkadaşlık önem kazanırken aile artık ikinci planda kalır.
*Ailesine karşı ters davranışlar gözlemlenebilir.
*Bu yaşta kurulan arkadaşlıklar ise kısa sürelidir
*Arkadaş tercihlerini genelde hemcinslerinden yana kullanmaktadırlar.
*Arkadaşlığın ön planda olduğu bu dönemde onlar gibi olma, onları taklit etme çabaları vardır.
*Bencilliğin tekrar karşımıza çıkabileceği bu dönemde çocuk her şeyin kendi istediği gibi olmasını ister, oyunun kurallarını bile o belirler.
*Bu yaş çocuğu eleştirilere karşı çok hassas ve duygusaldır, çok çabuk ağlayabilir.
*6 yaşta çocukların kararları gibi duyguları da değişkendir. Mutluyken ansızın mutsuz olabilir, neşeliyken birden öfke dolu davranabilirler.
*Çevresi tarafından duygusal ihtiyaçlarının giderilmesi çok hoşuna gider.
*İlgi odağı olmaktan hoşlanırlar, sevildiğini değer verildiğini hissetmek isterler.
*Her şeyi kendileri yapmak isterler ve düzgün yapmak isterler.
*Anne-babasını model alıp onlar gibi davranmaya çalıştıkları bu dönemde büyüklerini memnun edip takdir edilme çabaları da yoğundur bu yüzden başarısızlığa tahammül edemezler.
*Takdir edilmek ve ödüllendirilmek hoşlarına giderken cezalara tepki gösterebilirler.
*Yaptığı hatalardan da suçluluk hissederler.
*Birileri tarafından alay edilmekten hiç hoşlanmazlar.
BİLİŞSEL GELİŞİMLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRDİĞİMİZDE
*6 yaşta artık soyut ifadeleri daha rahat anlamaya başlarlar ama henüz soyut düşünme için hazır değildirler.
*Korkuları azalarak ortadan kalkmaya başlar.
*Şaka yapabilirler, mizah duyguları gelişmeye başlamıştır.
*Olayları anlatırken oluş sırasına göre aktarabilirler.
*Dikkat süreleri giderek artmaktadır.
*Doğru-yanlış kavramlarının farkındadırlar.
*Sağ-sol kavramlarını ayırt edebilirler.
*Eşleştirme, sıralama, gruplama yapabilirler.
*Nesneleri dokunarak tanıyabilirler.
DİL GELİŞİMLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRDİĞİMİZDE
*6 yaşta dil gelişimi oldukça gelişmiştir.
*Kelime dağarcığı giderek artmaktadır.
*Artık sadece kendisinin ve ailesinin ad-soyadını değil telefonlarını ve adreslerini de bilebilirler.
* Sizinle bir yetişkin gibi akıcı bir şekilde sohbet edebilirler.
*Bu yaş grubu çocukları şiir ve şarkı ezberlemeyi, tekerlemeleri ve bilmeceleri oldukça severler.
PSİKO-MOTOR GELİŞİMLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRDİĞİMİZDE
*6 yaş ilk çocukluğun en hareketli dönemi olarak değerlendirilebilir.
*Kaba motor becerileri ile birlikte ince motor becerileri de her geçen gün gelişmektedir.
* Artık daha güzel kalem tutar, daha güzel resim çizerler.
*İnsan çizimleri çöp adamdan uzaklaşmış eli, kolu, bacağı ve kaşı, gözü, kulağı olan çizimler karşımıza çıkar.
ÖZBAKIM BECERİLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRDİĞİMİZDE
*6 yaş çocuğu artık özbakım ihtiyaçlarını yardım almadan kendisi karşılayabilecek durumdadır. Yapabilmeleri için ona ortam sunup, fırsat vererek destekleyebiliriz. Yapamadıkları durumlarda eleştirmek yerine bir sonraki deneme için cesaretlendirmek daha doğrudur.
Şu an okul öncesi dönemin son yılını, 6. Yaşını yaşayan, erken çocukluğa ve ilkokula hazırlanan çocuğunuza karşı zor bir dönemden geçtiğini göz önünde bulundurarak sevgiyle, anlayışlı ve ilgili olabilmeniz dileğiyle...